Her nesil, kendine özgü değer yargıları ve algıları ile şekillenir. Z kuşağı, yani 1997-2012 yılları arasında doğan gençler, günümüz dünyasında kendilerine ait özellikleri ile dikkat çekmektedir. Teknoloji ile iç içe büyüyen, sosyal medyanın etkisi altında şekillenen Z kuşağı, yaşlılık algısını da farklı bir biçimde yorumluyor. Peki, bu gençlerin "ihtiyar'' olarak nitelendirdikleri yaş grubu kim? İşte bu sorunun yanıtı, son yapılan bir araştırma ile ortaya kondu ve gençlerin yaşlılık algısı üzerine çarpıcı veriler sağladı.
Geleneksel olarak, yaşlılık kavramı genellikle 60-65 yaş aralığı ile ilişkilendirilirken, Z kuşağı bu algıyı köklü bir şekilde değiştirdi. Yapılan araştırmalarda, Z kuşağının ''ihtiyar'' olarak nitelendirdiği yaş grubu 40 olarak belirlendi. Bu durum, birçok açıdan analiz edilebilir. Öncelikle, günümüz toplumunda sağlıklı yaşam ve spor kültürünün yaygınlaşması, insanların daha uzun ve dinç bir yaşam sürmesine olanak tanıyor. Dolayısıyla, 40 yaşındaki bir birey, geçmişteki gibi bir ''yaşlılık'' algısına girmiyor. Bu durum, hem fiziksel hem de mental açıdan daha dinamik bir yaşam tarzının sonucudur.
Ayrıca, Z kuşağının bilgiye erişim hızının artması ve sosyal medyanın etkisi, farklı yaş gruplarının görüşlerini değiştirmeye yardımcı oluyor. Gençler, yaşlılık kavramını daha çok deneyimle ilişkilendiriyor. Bu da Z kuşağının, yaşça büyük bireylerin düşünce ve davranışlarını daha ''yaşlı'' kabul etmelerine neden oluyor.
Z kuşağı, sosyal ilişkilerde de farklı bir yaklaşım sergiliyor. Geleneksel dostluk bağlarının yerini sanal arkadaşlıklar alırken, bu kuşak daha az bağlanma eğilimi göstermektedir. Bu durum, 20 yaş civarındaki bireylerin, kendilerinden daha yaşlı olan insanlarla kurulan bağlarda bir dengesizlik hissetmesine sebep olabilir. Örneğin, Z kuşağı, 35 yaşındaki birini kendisine yakın hissetmeye çalışırken, 40 yaşındaki bireyleri "ciddi" ve "yaşlı" biri olarak değerlendirebiliyor. Bu da onların, hayat görüşlerinin ve deneyimlerinin genişlemesine engel bir durum olarak değerlendiriliyor.
Röportaj yapılan Z kuşağı temsilcileri, "40 yaşlı sayılır," "45'ten sonra artık çok yıpranmış bir insanlar,” gibi ifadelerle yaş algısını çok net bir şekilde ortaya koyuyorlar. Bu durum, iş dünyasında da yansımalarını buluyor. Gençler, daha genç ve dinamik çalışanları tercih ederken, potansiyel işverenleri tarafından da benzer bir algı ile değerlendiriliyorlar. İş hayatında 40 yaş üstü bireylerin yer alması, bazen gençler tarafından dezavantajlı bir durum olarak görülüyor.
Sonuç olarak, Z kuşağının "ihtiyar" olarak nitelendirdiği yaş grubu, çok geçmeden toplumsal dinamikler ve bireysel algılar üzerinde büyük etkiler yaratabilecek bir değişim sürecine işaret ediyor. Yaşlılık algısı gençlerin gözünde değişirken, toplumumuzun bu konudaki tabularının da tekrar gözden geçirilmesi gerektiği düşünülüyor. Z kuşağının bu konuda yaptığı değerlendirme ve çıkarımlar, gelecek nesillerin yaşlılık kavramına bakış açılarını da etkileyecek gibi görünüyor. Yaş dursak bile, zihinsel olarak genç kalmanın önemine dikkat çeken Z kuşağı, belki de bu durumu bir devrim haline getirebilir!