İsrail’in eski Başbakan’ı Benjamin Netanyahu, yolsuzlukla ilgili davada tarih yazan bir cepheli sorgulama süreci geçirdi. Mahkeme önündeki çapraz sorgusunda, sanık olarak savunmasının merkezinde yer alan "Hatırlamıyorum" ifadesini kullanarak tam 1,788 kez bu cevabı vermesi, hem medyada hem de kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu durum, Netanyahu'nun yargılama sürecine karşı yaklaşımını ve yasal stratejilerini sorgulayan pek çok tartışmaya kapı araladı.
Netanyahu’nun mahkeme süreci, yıllardır süregelen siyasi skandalların ve yolsuzluk iddialarının merkezinde yer alıyor. 2019 yılında başlatılan davada, Netanyahu, üç ayrı yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya. Bu suçlamalar arasında rüşvet alma, görevi kötüye kullanma ve dolandırıcılık yer almakta. Ancak, daha önce de söylediği gibi Netanyahu, bu iddiaların tamamen asılsız olduğunu savunuyor. Çapraz sorgu sürecinin, kamuoyunun gözünde şüphesiz ki onun masumiyetini kanıtlama fırsatı olarak değerlendirileceği bekleniyordu. Ancak, 1,788 kez "hatırlamıyorum" demesi, bambaşka bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Netanyahu, çapraz sorguda hatırlamadığı pek çok detayı aktarmasıyla, savunma avukatlarının elini oldukça güçlendirirken, halkın aklındaki soru işaretlerini de gidermedi. Avukatları, müvekkillerinin yargıya saygı duyduğunu ve tüm sürecin bir parçası olarak adil bir yargılama için çabaladığını öne sürdü. Ancak avukatları kadar toplumda kurulan algının ona avantaj sağladığı söylenemez. Bu durum, siyasetteki gücünü yitiren bir liderin, kendini savunma çabası olarak yorumlanıyor.
Netanyahu’nun bu tavrı, hem destekçileri hem de muhalifleri arasında büyük tepkilere yol açtı. Destekçileri, Netanyahu’yu özgürlük mücadelesinin sembolü olarak görürken, muhalifleri ise onun bu tavrını halkın gözünde küçültücü ve iktidar hırsıyla dolu bir yaklaşım olarak değerlendiriyor. Medyada yer alan yorumlarda, Netanyahu’nun, yolsuzluk davalarındaki tutumu ve iddialara yanıt verme şekli, adalet sistemine duyulan güveni de zedeleyen bir durum olarak ele alınıyor.
Kamuoyunu en çok etkileyen noktalardan biri, Netanyahu'nun yanıt vermeden önce, hatırladığını iddia ettiği detayları anımsama oranı üzerine yapılan abartılı eleştiriler oldu. Bu durum, toplumda "Hatırlamayan Başbakan" olarak nitelendirilmesine yol açtı. Sivil toplum kuruluşları, bu yorumları destekleyerek, yargının bağımsızlığını ve adaletin herkes için eşit olduğunu vurgulayan pek çok kampanya yürütme çağrısında bulundu.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun çapraz sorguda ortaya koyduğu strateji ve "hatırlamıyorum" yanıtı, bir liderin mahkemede karşılaştığı durumun çok ötesine geçiyor. Halka sunulan bu yanıtlar, yargı sürecine olan inançlarını sorgulayan bir kitle oluştururken, aynı zamanda binlerce insanın gözünde bir liderin düşüşünü simgeliyor. Bu nedenle, yolsuzluk davası sonrasında özellikle sosyo-politik iklimin nasıl şekilleneceği merak ediliyor. Her ne kadar Netanyahu, kendi açısından savunma hattını güçlendirmiş olsa da, toplumun tutumunun nasıl değişeceği ve bu yargı sürecinin sonuçlarının ne olacağı, ilerleyen süreçte önemli bir tartışma konusu olmaya devam edecektir.