Son günlerde İsrail'in güvenlik durumu, başta bölgesel aktörler olmak üzere uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor. Bu durumun temel sebepleri arasında, ülkedeki füze savunma sisteminin zayıflaması ve hamlelerini daha da kısıtlayan ABD desteğinin azalması yer alıyor. Son istihbarat raporları, İsrail'in özellikle füze kalkanı sistemlerinde ciddi bir çözülme yaşadığını ortaya koyuyor. Her ne kadar geçmişte güçlü bir savunma sistemine sahip olduğu bilinse de, mevcut koşulların yarattığı sıkıntılar, Tel Aviv’i acil önlemler almaya zorlayabilir.
İsrail’in Iron Dome (Demir Kubbe) gibi ünlü füze savunma sistemleri, geçmişte birçok saldırıya karşı etkili bir savunma mekanizması olmuştur. Ancak, son zamanlarda bu sistemlerin askeri etkililiği sorgulanıyor. Uzmanlara göre, bu zayıflama, hem teknolojik yeniliklerle ilgili sorunlardan hem de yüksek seviyedeki askeri harcamaların azalması gibi yapısal sorunlardan kaynaklanıyor. Ülkede yaşanan siyasi belirsizlikler de, savunma bütçelerini etkilemiş durumda. Hükümetteki karmaşa, kritik savunma projelerinin yeterince finanse edilmemesi anlamına gelebilir ve bunun doğrudan güvenlik risklerini artıracağı aşikar.
Bölgedeki jeopolitik gelişmeler, İsrail’in aldığı ABD desteğindeki değişimle yakından ilişkili. Özellikle bu yıl içinde Rusya-Ukrayna savaşının siyasi ve askeri anlamda yarattığı dalgalanmalar, Washington'un Orta Doğu’ya olan ilgisini büyük ölçüde değiştirmiş durumda. ABD, İsrail’e yönelik askeri yardımlarını sürdürse de, bütçenin daralması ve diğer uluslararası sorumluluklar, Tel Aviv'in güvenliğini tehdit eden yeni sınamalar yaratıyor. Analistler, ABD’nin askeri desteğinin azalmasının, diğer ülkelerin (özellikle İran’ın) bölgedeki saldırganlıklarını artırabileceğini ve bu durumda İsrail’in yalnız kalabileceğini belirtiyor.
Özellikle önümüzdeki 10 gün, İsrail için oldukça kritik bir dönem olacak. Ülkedeki güvenlik açıkları, düşman ülkelerin iştahını kabartırken, aynı zamanda uluslararası toplumun dikkatini de çekiyor. Eğer bu süreçte önemli bir destek sağlanamazsa, İsrail’in savunma sistemleri ciddi bir şekilde zayıflayacak ve bu durum bölgedeki çıkarlarını tehlikeye atabilir.
Son analizlerde, İsrail ordusunun bu durumu bir fırsata çevirerek kendi silah teknolojisinde yenilik yapma çabaları takdir edilse de, aciliyet olduğu da aşikar. Tel Aviv’in en kısa sürede yeni stratejiler geliştirip, güvenlik açığını kapatmak için harekete geçmesi gerekmektedir. Ancak bu süreçte, müttefiklerinin ne kadar destek vereceği, İsrail’in ulusal güvenliğini belirleyici bir unsur olacak.
Bütün bu gelişmeler ışığında, İsrail’in bölgedeki varlığı ve hedefleri doğrultusunda büyük bir sınavdan geçtiği söylenebilir. Özellikle füze kalkanının geleceği ile ilgili belirsizlikler, hem iç politikaları hem de uluslararası ilişkileri üzerinde etkili olacaktır. Birçok analist, eğer bu zayıflama giderilmezse, önümüzdeki günlerde farklı askeri senaryoların yaşanabileceğini öngörüyor.
Sonuç olarak, hem iç hem de dış dinamiklerle uğraşırken, İsrail’in geleceği açısından önümüzdeki günler hayati öneme sahip. Füze kalkanlarının erimesi ve ABD'nin desteğinin azalması, yalnızca askeri değil, siyasi ve sosyal boyutlarda da etkilerini gösterecektir. Tel Aviv’in bu zorlukları aşabilmesi için daha temel bir strateji belirlemesi ve harekete geçmesi gerekiyor.