Kayısı, yaz aylarının en sevilen ve lezzetli meyvelerinden biri olarak bilinirken, son dönemlerde etkisini gösteren dondurucu soğuklar bu değerli ürünün üretimini büyük ölçüde tehdit ediyor. Özellikle Türkiye’nin kayısı üretiminde lider konumda olan Malatya ve çevresindeki bölgelerde, mart ayının sonlarına yaklaşırken beklenmeyen soğuk hava dalgası, bu yılki rekolte üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Üreticiler, bu durumun hem maddi hem de manevi bedelini ödemekten endişe ediyor.
Dondurucu sıcaklıklar, baharın gelmesiyle birlikte kayısı ağaçlarının çiçek açma dönemine denk geliyor. Ancak, bu dönemde meydana gelen düşük sıcaklıklar, çiçeklerin donmasına ve bu nedenle meyve veriminde ciddi kayıplara yol açabiliyor. Uzmanlar, özellikle 0 derecenin altındaki sıcaklıkların kayısı ağaçları için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Malatya’daki kayısı bahçelerinin durumunu değerlendiren yerel çiftçiler, son dönemde yaşanan ani sıcaklık değişimlerinin, kayısı ağaçlarının çiçek açma zamanlarını karmaşık hale getirdiğini ifade ediyor.
Kayısı üreticileri, dondurucu soğuklardan en az etkilenmek için, çeşitli önlemler almaya çalışsalar da, bu önlemler genellikle yetersiz kalıyor. Özellikle, sera kullanımı ve çevresel önlemler, düşük sıcaklıklarla başa çıkmada sınırlı etkiler yaratıyor. Bu nedenle, birçok üretici, soğuk hava dalgasının getirdiği zararlar nedeniyle maddi kayıpların kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.
Rekolte kayıplarının önlenmesi için yerel yönetimler ve tarım uzmanları, üreticilere çeşitli destekler sunmak amacıyla toplantılar düzenliyor. Kayısı üreticilerinin yüzde 70’ini oluşturan küçük ölçekli çiftçiler, yaşanan durumdan dolayı büyük bir tedirginlik içinde. Uzmanlar, bu tarz hava koşullarının kayısı gibi hassas meyveler için ne denli olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguladığı gibi, gelecekteki tedbirler konusunda da çeşitli önerilerde bulunmadalar. Çiftçilere yönelik, modern tarım tekniklerinin benimsenmesi ve iklim değişikliği ile başa çıkma yöntemleri üzerinde duruluyor.
Çiftçiler, dondurucu soğukların olduğu günlerde mümkün olduğunca olanaklar doğrultusunda sıcak hava üfleyici cihazlar kullanarak ağaçlarının donmasını engellemeye çalışıyorlar. Ancak bu tür önlemler, genellikle bütçeleri aşan maliyetler gerektirdiğinden, tüm üreticilerin bu tedbirleri alması mümkün olmuyor.
Öte yandan, kayısı enfeksiyonlarıyla ilgili artan endişeler de var. Düşük sıcaklıklar sonucu zayıflayan ağaçlar, çeşitli hastalıklara karşı daha duyarlı hale geliyor. Uzmanlar, bunun kayısı üretimi üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtirken, üretim alanlarında bu konuya özel önlemlerin alınmasını öneriyorlar. Üreticilerin, kayısı bahçelerinde zamanında müdahaleler yapmadığı takdirde, yarattıkları değerli ürünlerin yok olma riski ile karşı karşıya kalabileceği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, dondurucu soğukların kayısı üretimindeki etkileri giderek daha belirgin hale gelirken, üreticilerin bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri için hem maddi hem de manevi desteklere ihtiyaçları olduğu su götürmez bir gerçek. Bu zorlu süreç, kayısı üretiminde sürdürülebilir yöntemlerin ve iklim değişikliği ile baş etme stratejilerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Üreticiler, bu tip doğal zorluklarla baş etmenin yollarını bulabilmek için sürekli araştırma yapmakta ve çeşitli tarımsal tekniklere yönelmektedir.
Öte yandan, halk ve tüketiciler de kayısı üreticilerinin bu zor dönemlerde yanında olmanın yollarını aramalı ve yerel üreticileri destekleme bilincini arttırmalıdır. Herkesin el birliğiyle hareket etmesi gereken bu dönem, aynı zamanda kayısı gibi değerli bir ürünün geleceği için kritik bir eşik oluyor. Tüm bu zorluklar karşısında kayısı üreticileri, umutlarını kaybetmemek için mücadelelerine devam ediyorlar ve bu sürecin sonunda hem kayısıya hem de üreticilere sahip çıkmanın önemini bir kez daha hatırlatıyorlar.