Son yıllarda denizlerde yaşanan iklim değişikliği ve kirlilik gibi nedenlerle avcılık faaliyetleri ciddi şekilde etkilendi. Karadeniz'in vazgeçilmezi olan hamsi, bu yıl beklenenden çok daha kısa bir süre içerisinde alfabetik listemizden silindi. Teknelerin erken paydos etmesi, hem balıkçılar hem de tüketiciler için birçok sorunun kapısını araladı. Hamsinin sona ermesi, tezgahlarda ve restoranlarda bir dizi değişimi beraberinde getirdi. Peki, bu durum balıkçıları, tedarik zincirini ve ekonomiyi nasıl etkileyecek? İşte detaylar...
Hamsi avı, Karadeniz'in simgesi olarak biliniyor. Her yıl balıkçılar, hamsinin peşinden açılan yeni umutlarla denizlere açılıyor. Ancak bu yıl, sezon başlar başlamaz hamsi avı büyük bir alacakaranlık yaşadı. Verimli avlanma döneminin beklenenden daha kısa sürmesi, birçok balıkçının iş planlarını alt üst etti. Genellikle Eylül ayında başlayan hamsi avı, bu sene dördüncü haftada bile yeterli tansiyona ulaşamamış durumda. Tekne sayısının bir hayli azaldığı bu dönemde, çok sayıda balıkçı, umutla açıldığı denizlerden boş dönmeye mahkum oldu.
Balıkçıların yaşadığı bu durum, sadece denizlerdeki hamsi ile sınırlı değil. Hamsinin tedarikinde meydana gelen bu aksama, restoran işletmeleri ve balık pazarlarında da hissedilmeye başlandı. Hamsinin yerini alacak başka çeşitlerin bulunmaması, fiyat artışlarına ve tüketim alışkanlıklarının değişmesine neden oluyor. Üstelik, bu yıl boyunca aşırı avlanma ve iklim değişikliği gibi unsurlar, hamsinin gelecekteki varlığı hakkında ciddi endişeler uyandırıyor. Uzmanlar, sürdürülebilir avcılık uygulamalarının artık kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor. Bu durumda balıkçıların karada kalma mücadelesi, denizlerde hamsi peşinde koşmaya çalışanların hayallerini de etkiliyor. Ekonomik belirsizliklerin artması ve düşük gelir düzeyi, balıkçıların aile bütçelerini de tehdit eden bir sorun haline geliyor.
Karadeniz'in ekosistem dengesini sağlamak ve sürdürülebilir balıkçılığı desteklemek adına yerel yönetimlerin ve devlet kurumlarının alması gereken pek çok önlem bulunuyor. Bununla birlikte, yerel halkın da bu süreçte dayanışma göstermesi büyük önem taşıyor. Artık hamsi avının sonlanması, sadece denizleri değil, bütün bir toplumu etkileyecek kadar büyük bir probleme dönüşmüştür. İçinde bulunduğumuz bu süreç, tüm paydaşları yeniden değerlendirme yapmaya, çözüm arayışlarına yönlendirmektedir. Balıkçdan restorancıya, tedarikçilerden tüketicilere kadar, bu zincirin bütün halkalarının etkilenmekte olduğu gerçeği artık kasvetli bir gerçek olmuştur.
Sonuç olarak, hamsi avının sona ermesi, denizlerimizi temsil eden bir simgenin yokluğunu değil, aynı zamanda denizlerin sürdürülebilir kullanımı konusundaki sorumluluklarımızı da bir kez daha gözler önüne sermektedir. Balıkçılar, tüketiciler ve yöneticiler olarak, Karadeniz'in doğasına karşı daha saygılı ve dikkatli olmalıyız. Gelecek nesillere bırakacağımız denizleri korumak, ancak birlikte atılacak adımlarla mümkün olacaktır ve bunun için kamuoyunun bilincinin arttırılması elzemdir. Balık tutmanın sadece bir gelir kaynağı olmadığını anlamak, bu güzel gök denizlerin bilinçli bir şekilde korunması adına atılacak en büyük adımdır.