Günümüzde teknolojinin hızlı gelişimi, pek çok insanın eskiye dair tutkularını bir kenara bırakmasına neden oldu. Ancak, bu durum Antika meraklısı bir gencin muhtarlık ofisinde başlattığı ilginç bir uygulama ile değişiyor. Selçuklu Mahallesi'nde yaşayan 30 yaşındaki Ahmet Demir, antika eşyalarına olan tutkusunu muhtarlık ofisine taşıyarak, burada telefon kullanımı yasağı getirdi. Bu taşınma, hem mahalle sakinleri hem de ziyaretçiler için nostaljik bir deneyim sunuyor.
Ahmet Demir, muhtarlık ofisinin duvarlarını antika eşya ve vintage objelerle süsleyerek, ziyaretçilerin geçmişe yolculuk yapmasını sağlıyor. "Bu ofisi bir sosyal alan olarak görmek istiyorum" diyen Demir, telefonların sosyal medyadan uzaklaşıp, gerçek etkileşimlerin yaşanması için bir engel oluşturduğunu düşünüyor. "Burada insanlar eski fotoğraflar üzerinde sohbet ediyor, anılarını paylaşıyorlar. Hepsi, geçmişte yaşadıkları olayları hatırlamaktan mutluluk duyuyor." diyerek, bu yasak ile birlikte yaşanan değişimi anlatıyor.
Muhtarlık ofisinde uygulanan telefon yasağı, başlangıçta bazı kişiler tarafından tepkiyle karşılandı. Ancak, zamanla bu durumun faydalı olduğu anlaşılmaya başlandı. Ziyaretçiler, muhtarlık ofisinin sıcak atmosferinde antikaların arasında otururken, geçmişle ilgili hikayeler paylaşıyorlar. Bu uygulama, mahalle sakinleri arasında sosyal bağları güçlendirirken, aynı zamanda anıların tazelendiği bir ortam oluşturuyor. Ahmet Demir, “Bu yasak sayesinde insanlar artık yan yana oturup sohbet etmeye başladı. Birçok insan tanışmadığı komşularıyla burada kaynaşmış oldu.” şeklinde konuşuyor.
Muhtarlık ofisinde yer alan her antika eşyanın bir hikayesi var. Ahmet Demir, ziyaretçilerine bu eşyaların geçmişine dair bilgiler verirken, kendisi de bu hikâyeleri toplamakta bir tutkuyla uğraşıyor. Eski şarkı plakları, nostaljik fotoğraflar ve vintage objeler, Antika merakının canlı bir parçası olarak burada yer alıyor. “Her antikanın ardında bir yaşam var. Bu nesneler sadece birer eşya değil, aynı zamanda geçmişin taşıyıcıları.” diyor Demir. Ofis, sadece bir muhtarlık alanı değil, aynı zamanda eski zamanların izlerini taşıyan bir müze niteliği kazanıyor.
Ahmet Demir’in bu girişimi, yerel halkın ilgisini çekmekle kalmadı; bazı üniversite öğrencileri de projeye dahil olmaya başladı. Antika tutkusunu öğrenmek isteyen gençler için düzenlenen atölye çalışmaları, her hafta büyük bir ilgiyle gerçekleştiriliyor. Ahmet, "Her hafta sonu burada antika eşyaların restorasyonu ile ilgili eğitimler düzenliyoruz. Gençler bu süreçte hem eğleniyor hem de geçmişe dair bilgi edinmiş oluyor." dedi.
Elde edilen gelirle de mahalle için sosyal projelere fon sağlanıyor. Ahmet Demir, yapılan etkinliklerin ve kursların ardından elde edilen gelirin bir kısmının yerel ihtiyaç sahibi ailelere destek olmak üzere kullanılacağını açıkladı. "Amacımız sadece antika merakını yaymak değil, aynı zamanda mahallemizi daha iyi bir yer haline getirmek." diyerek toplumsal fayda sağlama arayışını vurguladı.
Sonuç olarak, Ahmet Demir’in muhtarlık ofisindeki bu benzersiz ve nostaljik yaklaşım, sadece bir telefon yasağından öte, toplumu bir araya getiren, geçmişin hatırlandığı ve sohbetlerin yapıldığı sıcak bir yuva haline geldi. Antika meraklısı genç, bu uygulama ile hem tarihsel bağları tazeliyor hem de geleceğe yönelik sosyal bir sorumluluk üstleniyor. Teknolojinin hızına kapılmadan geçmişle bu kadar bütünleşebilmek, gerçek etkileşimlerin ve toplumsal bağların yeniden canlanmasını sağlıyor.